🏅 Yoğun Bakımda Solunum Cihazına Bağlı Hasta Ne Kadar Yaşar

ecNZ8m. Yoğun bakımda neler oluyor?Hastalara günde 2 defa vücut banyosu silerek, ağız, göz ve yüz bakımları, saç banyoları ve erkek hastaların traşları yapılmaktadır. Tuvalet; idrar sondası takılarak gerçekleştirilen tuvalet bakımı aynı zamanda hasta altı bezleri ile de Bakımda Hasta ne kadar tutulur?Literatürde uzlaşı bulunmamakla birlikte yapılan değişik çalışmalarda uzamış yoğun bakım yatışı için kabul edilen süre 10-21 gün olarak bildirilmektedir 3-6.Yoğun bakımda yatan hasta neden uyutulur?Yoğun bakım hastasının bilinç düzeyi sürekli kontrol edilir bilinç açık bilinç Bulanık veya bilinç kapalı olabilir bilinç düzeyine göre hastanın kendisine zarar vermemesi ya da beyin fonksiyonlarını dinlendirmek için hasta uyutulabilir veya ventilatöre bağlanması gereken durumlarda da hasta bakım hastası ne demek?Yoğun bakım, ciddi hayati risk taşıyan hastaların tedavi gördüğü ünitedir. Hayati riskin en aza indirgenebilmesi açısından yoğun bakım ünitelerinde ekipman kalitesi, personelin uzmanlığı ve hijyen gibi konular çok büyük bir öneme cihazına bağlı hasta iyileşir mi?Ventilasyon cihazına bağlı kalınan süre uzadıkça hastada ölüm oranı ve ciddi komplikasyon gelişme olasılığı artar. Fakat hastalığı tedavi edilen ve uygun zamanda entübasyonu sonlandırılan hastalarda, entübasyona bağlı komplikasyonların tamamen geri döndürülebilmesi genellikle kapalı hasta evde bakılır mı?Özellikle sürekli veya geçici şekilde solunum ve yaşam destek cihazlarına bağlı hastalar evde bakılmaya uygun oluyor. Bunun için öncelikle hastanın durumunun stabil olması yani hastalığının ani ve yoğun tıbbi müdahalelere gerek duymaması bakımdan hasta çıkarılır mı?Yoğun bakımda yapılabilecek tıbbi müdahaleler sürekli olarak gerekmiyorsa hastanın bu birimde kalmasına gerek yoktur ve eve çıkarılabilir şeklinde değerlendirme yapmak mümkündür. Bu sayede yoğun bakımlara yeni hastalar alınarak tedavi edilebilir. Elbette her hasta evde tedavisine devam edilebilecek durumda olmuyor. - 1059 Güncelleme - 1059 Corona virüs salgını ile beraber entübe hasta vakaları da artmaya başladı. Sağlık Bakanlığı tarafından her gün açıklanan coroa virüs tablosunda entübe hasta sayısı da yer almakta. Peki, Entübe nedir? Entübe hasta ne demek? Entübe hasta takibi ve bakımı ile ilgili tüm detaylar... Tüm dünyayı kasıp kavuran corona virüs salgını ile birlikte Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları ile ortaya çıkan terimler herkes tarafından merak edilmeye başlandı. Sıklıkla kullanıldığı için merak edilen terimler arasından ilk sıralara yerleşen terim ise entübe oldu. Peki Entübe nedir? Entübe hasta ne demek? Entübe hasta iyileşir mi? Konu ile ilgili merak edilen tüm detayları sizler için araştırdık. Entübe Nedir? Solunumun ya da solunum yolunun güvenliğinin bozulması veya bozulma riskinin oluşması durumunda solunum yolunun korunması, vücuda alınan solunumun sürekliliğinin sağlanması, gerekirse ilaç verilmesi amacıyla, yani solunum yetmezliğini ortadan kaldırmak için yapılan bir işlemdir. Hastanın suni solunuma geçmesi için laringoskopi veya özel aparatlar aracılığı ile solunum yoluna ağız ya da burundan özel bir tüp yerleştirilmesi işlemine Entübasyon denir. Normal seyirde kendi kendine yeterli solunum yapamama yani yeterli nefesi alamama durumu olarak da tanımlanan solunum yetmezliği hastaları solunum cihazına bağlayabilmek için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takmak gerekir. Bu boru takma işlemine "entübasyon" denir. Genellikle büyük ve riskli birçok ameliyatta, ameliyatı daha sağlıklı yapabilmek için hastayı uyutmak ve kaslarını gevşetici ilaçlar vermek gerekebilir ancak bu ilaçlar hastanın kendi kendine nefes almasına engelleyeceğinden dolayı ameliyat süresince hastanın solunum cihazına bağlanması ve bunun için de entübe edilmesi gereklidir. Entübe Hasta Ne Demek? Hasta aldığı ilaçlar yüzünden normal solunumunu devam ettiremediği için suni solunum sağlamak adına uygulanan entübe işlemi sonrası vakaya entübe hasta adı verilmektedir. Entübe edilmiş hastalar kendilerine bağlanan suni solunum ile birlikte solunum işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Hastanın solunum yetmezliğine sebep olan durumun tamamen ortadan kalkması ya da hafiflemesi ve kendi başına yeterli miktarda nefesi alır hale gelmesi halinde entübasyon işlemi sonlandırılabilir. Bu işleme ise tıp adı ile "ekstübasyon" adı verilmektedir. Entübasyon süresi bazen çok uzayabilir. Entübe Edilen Hasta İyileşir Mi? Entübasyon işlemi esnasında hastanın rahatsız olmaması, refleks olarak öksürmemesi için hastaya uyuşturucu ilaç verilerek uyutulur. Ancak hastalığın sebebine ya da durumuna göre uyuşturucu ya da uyutucu ilaç sürekli olarak verilebilir veya tamamen kesilebilir. Entübe edilmiş hasta uyanık iken çevresi ile işaret ya da yazışarak iletişim kurabilir. Hastanın solunum yetmezliğine yol açan sebeplerin ortadan kalması ve hastanın kendi başına yeterli miktarda nefesi alır hale gelmesi ile entübasyon işlemi sonlandırılarak vücuduna ağız ya da burundan takılan solunum cihazı çıkartılır. Hastanın entübe olduğu süreç ne kadar uzun sürerse hastada ek sorunlar çıkma ihtimali giderek artar ve bununla birlikte ekstübasyon işlemi o kadar zor hale gelir. Ancak entübasyon süresinin kısa sürmesi bir tercih değil, hastanın durumunun düzelmesi ile bağlantılı bir durumdur. Hekimler entübasyon süresini kısa tutmak için çaba gösterirler. Entübe edilmiş hastalar suni solunum cihazında 22 günden fazla kalabilir bu hastalarda trakeostomi dediğimiz uzun süreli entübasyon yöntemine geçilmesi uygun görülebilir. 1157 Haber Kaynağı İHA Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamasıyla vakaların yüzde 100 oranında artış gösterdiği şehirlerden biri olan Samsun'da, korona hastalarının kaldığı yoğun bakım ünitelerinde oldukça dramatik durumlar yaşanıyor. Özellikle Orta Karadeniz Bölgesi'nin korona virüs yükünü sırtlayan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışan sağlıkçılar, bu süreçte duygusal anlara şahit oluyor. Hastaların son istekleri ise sağlık çalışanlarına gözyaşı döktürüyor. Solunum cihazına bağlanarak uyutulmadan önceki zamanda hastalar, kimi zaman mektup yazarak sağlıkçılardan sevdiklerine ulaştırmalarını talep ediyor kimi zaman da çocuğunun sesini son kez duymak istiyor. Sağlıkçıların elini tutarak "Bana biraz daha nefes ver" diye yalvarır derecesinde isteklerde bulunanlar yürekleri dağlıyor. "Yoğun bakımı saniyelik görseniz dışarıya çıkmak istemezsiniz" Covid-19 yoğun bakımda yatan hastaların son anlarına tanık olduklarını, bu durumun kendilerini psikolojik olarak çok etkilediğini belirten Hemşire Hayriye Tanrıvermiş, "Lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Buradaki insanların son anlarında biz yanlarındayız. Onların son su içmesinde, son nefesinde biz başlarındayız. Biz onların neler çektiğini çok iyi görüyoruz. Dışarıda insanlar bunları görmeyebilir. En sevdiği annesinin burada son anında neler yaşadığını görselerdi, emin olun günlerce sokağa çıkmak istemezlerdi. 61 yaşında bir hastamız vardı. on anında neler yaşadığını görselerdi, emin olun günlerce sokağa çıkmak istemezlerdi. 61 yaşında bir hastamız vardı. Hastayı 'cpap' cihazı ile takip ediyorduk. Solunum cihazına bağlamak istemedik çünkü bu hastalıkta akciğer son aşamaya geldiğinde ventilatör özellikle bağlanmışsa o hastanın cihazdan ayrılması çok sıkıntılı oluyor. Biz bu amcamıza 'biraz daha dayan, seni bu cihaza bağlamak istemiyoruz' dememize rağmen amca 'boğazımı delin ve bağlayın' dedi. Bu amcamızın en son söylediği sözler bunlar oldu. Şu anda amcamız solunum cihazına bağlı ve tamamen ilaçlarla uyutuluyor. Dünya ile bilinç olarak hiçbir bağlantısı yok. 'Beni kurtarın, boğuluyorum' diyen birçok hastayı kaybettik. Hastanın başında ağladığımız zamanlarda oldu. Hastaların yüzde 90'ı yakın çevresiyle temas ettiğini ifade ediyor. Bizden son istekleri oluyor. Çocuğun sesini duymak isteyen oluyor. Mümkün olduğunca telefonla veya yazarak iletişim kurmalarına vesile oluyoruz. Örneğin 56 yaşında bir hastamızın ölüm korkusu çok fazlaydı. Hemşire arkadaşımız hastanın yanındaydı. Arkadaşımıza 'beni bırakma, elimi tut' dediği için hemşire arkadaşımız dakikalarca onun elini tutarak bekledi. Biz o hastayı iyileştirdik ve buradan taburcu ettik. Bizlerin süper güçleri yok. Samsun halkına özellikle sesleniyorum. Lütfen zor durumda kalmadığınız sürece maskesiz dışarı çıkmayın. Toplu alanlara girmeyin. Burada yatan hastalarımızın birçoğu 65 yaş ve üstüdür. 70, 80 yaşında bir hasta sahilde gezerken, kafelerde otururken, alışveriş merkezlerinde dolaşırken bu hastalığı kapmıyor. Bunların en yakınlarındaki evlatları, torunları ve diğerleri bu hastalığı onlara getiriyor" dedi. "Gerçekten ağlıyoruz" Korana virüsü yenerek tekrar mesleğine devam eden ve 10 aydır ailesini görmeyen Hemşire Ceren Yaldız, "Oldukça izole yaşıyoruz. Burada bilinci açık hastalara 'nereden kaptınız' diye sorduğumuzda 'yakınımdan' cevabı alıyoruz. 'Yalvarıyorum, biraz nefes verin' diyen hastalarımız oldu. Psikolojik olarak zor durumdayız. Bedenen yorulduk. Hastalara oksijen tedavileri uyguluyoruz. 'O tedavi bitene kadar yanımdan ayrılma' diyor. Biz de 1 buçuk, 2 saat yeri geliyor oradaki hastalarla kalmak zorunda kalıyoruz. Hastaya nefes alamadığında bizden kalem kağıt istiyor ve mektup yazıyor. Bize söylüyor. Biz yazmaya başlıyoruz. Gerçekten ağlıyoruz. Hastalar vefat ettiğinde aklımıza onlar geliyor. O kadar dramatik bir ölüm oluyor ki ne hasta yakınlarını görebiliyor ne de yakını hastayı görebiliyor. Hasta vefat ettiğinde yakınını arıyoruz. Kızı diyor ki 'annemin cenazesini alamam, evde izoleyiz' diyor. Gerçekten acı bir tablo oluyor. İnsanlar keşke bunu görse de sokakta gezmelerin, alışveriş merkezlerine gitmelerin ne kadar gereksiz olduğunu anlasalar. Ben korona oldum, iyileştim tekrar başladım" diye konuştu. "Yürüyerek gelen hastaların 10 gün sonra ölüm haberini veriyoruz" İnsanların dışarıda gezmeye ve ziyaretlere ara vermesi gerektiğine önemle dikkat çeken Doktor Abdul Celil Kayabaş ise, "Daha önceden yoğun bakımlara 75 yaş üstü kötü bir hastalığı olan hastalar yatarken bu salgınla beraber biz daha genç hastaların yattığını gördük. 40'lı yaşlarda, 50'li yaşlarda hastalarımız konuşarak geliyorlar. Bu Kovid-19 nedeniyle hızlı bir şekilde zatürreye girerek makineye bağlamak zorunda kalıyoruz. Yürüyerek, konuşarak gelen hastaların belki de 10 gün sonra ailelerine ölüm haberini veriyoruz. Bizim açımızdan psikolojik olarak çok yıpratıcı bir süreçtir. Toplum açısından da öyle fakat toplum bunun hepsine şahit olmuyor. Bu süreç o kadar dramatik bir şekilde işliyor ki çünkü insanlar bilinci açık ve nefes alamıyor. Dışarıda gezmek, aile ziyaretleri, toplu merasimler bunların hepsine ara vermek gerekiyor. Genç bir hastayı korona nedeniyle kaybetmiştik. Onu artık yeterli nefes alamadığı süreçte, makineye bağlayacağımız süreçte ellerimi tutmuştu ve 'ben kurtulacağım değil mi doktor bey' demişti. Ben de ona söz vermiştim, 'kurtulacaksın' demiştim. Maalesef hastayı kaybettik. Bu bizim açımızdan psikolojik bir travma hem de hasta yakını ve hastalar için büyük bir travmadır" şeklinde konuştu. Samsun'da sağlıkçılar pandemi mücadelesini fedakarca sürdürmeye devam ederken, evlerde izole olması gerekirken dışarıya çıkan vatandaşlara her gün rastlanmaya devam ediliyor. Sağlıkçılar ise tedbir çağrılarının karşılıksız kalmamasını bekliyor. koronavirüs sağlık çalışanları yoğun bakım Entübe hasta iyileşir mi? sorusunun yanıtı gündemin merak edilen konuları arasında yer alıyor. Covid-19 nedeniyle dünya çapında normalden çok daha fazla hastanın yoğun bakımda tedavi görmesi gerektiği için tedavi yöntemleri de değişebiliyor. Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde, hastaların nefes alması ve diğer temel fonksiyonlarını yürütmesine yardımcı olan ve vücuda ilaç pompalayan gelişmiş makineler aracılığıyla yaşam savaşı veriliyor. Peki, entübe nedir, ne kadar sürer? Entübe hastalar hemen iyileşir mi?ENTÜBE NEDİR?Entübasyon olarak da belirtilen entübe, solunumun veya solunum yolunun güvenliğinin bozulması ya da bozulma riskinin oluşması durumunda hava yolunun korunması, devamlı havalandırma sağlanması, gerekirse ilaç verilmesi amacıyla, suni solunuma geçmek için laringoskopi veya özel aparatlar yardımıyla solunum yoluna ağız ya da burun yoluyla özel bir tüp yerleştirilmesi kendine yeterli soluk alamama durumu olarak da tanımlanabilen solnum yetmezlikli hastaları solunum cihazına bağlayabilmek için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takmak gerekir. Bu boru takma işlemine "entübasyon" pek çok ameliyatta, ameliyatı yapabilmek için hastayı uyutmak ve kaslarını gevşetici ilaçlar vermek gerekir. Bu ilaçlar hastanın kendi kendine nefes almasına engel olduğundan ameliyat süresince hastanın solunum cihazına bağlanması ve bunun için de entübe edilmesi HASTA İYİLEŞİR Mİ?Pek çok Covid-19 hastası için, akciğerlerinin yerini otomatik olarak alan bir solunum cihazına bağlanmaları normale dönmelerinin daha da uzun süreceği anlamına cihazı kendi kendilerine yapamadıklarında hastaların akciğerlerine oksijen doldurmalarına ve ciğerlerinden karbondiyoksit çıkarmalarına yardımcı yaraması için ağır sakinleştirici altındayken ağız ya da burunlarından içeriye bir tüp bağlanması soluk borularına bir tüp yerleştirilmesi için ameliyat ediliyor ve bu tedavi sürecini daha da karmaşık hale Galler ve Kuzey İrlanda'da yapılan bir araştırmanın sonucunda hazırlanan 4 Nisan tarihli rapora göre, hastalar yoğun bakım ünitesinde genellikle 4 ya da 5 gün paylaşılan 2 bin 249 hastalardan sadece yüzde 15'i yoğun bakımdan bir oranda hasta, hayatını kaybetti. Çoğunluğunun, yani yaklaşık kişinin ise durumu kritik olmaya devam istatistiklere bakarken dikkatli olmak gerekiyor. Yoğun bakımdan çıkma ve hayatta kalma oranları ülkelere göre hazırlanan bir rapor, "gelişmiş solunum desteği" alan Covid-19 hastalarının yüzde 67'sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Çin'de solunum cihazına bağlanan hastaların sadece yüzde 14'ünün hayatta kaldığı almayı öğrenmekYoğun bakım ünitesindeki uzun bir tedavi sürecinden sonra hastaların yürümeyi hatta nefes almayı yeniden öğrenmesi için fizyoterapiye ihtiyaç duyması sık görülen bir geçirmiş ve travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor kadar uzun süre tedavi görürlerse, yeniden kendileri olduklarını hissetmeleri o kadar uzun zaman Royal Gwent Hastanesi'nden yoğun bakım danışmanı Doktor David Hepburn, "Yoğun bakım hayatınızı değiştiren bir tecrübedir. İyileşme gösterseniz bile çok fazla şeye mal olacaktır" diyor."Hastalarımız uyandığında, o kadar zayıf oluyorlar ki yardım almadan oturamıyorlar. Pek çoğu kolunu bile kaldıramayacak kadar zayıf oluyor."Eğer tedavi süreci entübe olmalarını ve hortumla beslenmelerini gerektirirse, konuşma ve yutkunma sorunları Hepburn, "Bazıları travma sonrası stres bozukluğu, vücut şekliyle ilgili ya da bilişsel sorunlar yaşayabiliyor" diyor."Zamanla durumları daha iyiye gidiyor. Ancak bu bir yılı alabiliyor ve bunu sağlamak için bir fizyoterapist, konuşma terapisti, psikolog ve bakıcı gibi kişileri kapsayan geniş bir desteğe ihtiyaç duyabiliyorlar" Hepburn, yoğun bakım ünitesinde geçirilen zamanın, uzun vadede bakılması gereken sağlık durumlarının sadece görünen yüzü olabildiğini kaydediyorlar."Solunum cihazındaki birkaç hafta tüm süreçte sadece bir dipnot."Yoğun bakım psikozuYoğun bakım psikozu ve deliryum da oldukça yaygın ve yoğun bakım hastalarının yüzde 25 ila 33'ünü etkilediği tahmin gazeteci David Aaronovitch, 2011 yılında zatürre nedeniyle gördüğü tedavi sırasında kendisine sakinleştirici verilmesinin ardından yoğun bakım ünitesinde gözlerini açtığı deneyimini BBC'ye anlattı."Açıkça konuşmak gerekirse, giderek daha fazla delirdim. İşitsel sanrılar yaşıyordum. Sohbetlere kulak misafiri olabildiğimi zannediyordum ama tabii ki böyle bir şey aslında yoktu.""Başıma aslında gelmemiş şeylerin geldiğini sanıyordum. Zaman içerisinde, hastane çalışanlarının beni zombiye dönüştürdüğüne inanmaya başladım. En sonunda da beni yemeye karar verdiklerini düşünüyordum."Aaronovitch, "Orada geçirdiğim 3-4 gün, hayatımın en dehşet verici zamanıydı" sonra çok sayıda insanın benzer tecrübelerden geçtiğini öğrendim. Bu olgu 1960'lı yıllarda yoğun bakım hastalarında bu durum için bir dizi açıklaması var, hastalığın kendisinden tutun da beyindeki oksijen eksikliği, uyutmak ve rahatlatmak için verilen ilaçlar ve hatta ilaçların kesilmesi nedeniyle baş gösteren Aaronovitch, yoğun bakım psikozu hakkında çok az konuşulduğunu çünkü hastaların aklını kaçırmış damgası yemekten korktuklarını edilen hasta ne kadar zamanda eve dönebilir?Sağlık çalışanları ne kadar sakin ve iyi yetişmiş olursa olsunlar, yoğun bakım üniteleri stresli Bakım Tıbbı Profesörü Hugh Montgomery, "İşkencede kullanılabilecek şeyleri düşünün, bunların çoğunu yoğun bakımda tecrübe edersiniz" gazetesine yaptığı açıklamada, hastaların çıplak ve savunmasız olduklarını anlattı. Gelişigüzel zamanlarda alarm sesleri duyduklarını, geceleri uykularının tıbbi prosedürler ve ilaç takviyesi için bölündüğünü ve rahatsızlık ile oryantasyon bozukluğu yaşadıklarını zaman kafaları karışık, korku dolu ya da tehdit altında nedenle yoğun bakım ünitesinden çıktıktan sonra eve döndüklerinde hastalar ve hatta ailelerinin travma sonrası stres bozukluğu yaşamaları şaşırtıcı zorluk çekebiliyorlar ya da yoğun bakım ünitesinde geçirdikleri zamanı Ulusal Sağlık Hizmetleri hastaların iyileşirken tecrübelerini anlamlandırabilmesi için ailelere bir yoğun bakım günlüğü tutmalarını temel fonksiyonlarının makineler tarafından yerine getirilmesi, vücudun yeniden çalışabilmesi için uzun bir zaman geçeceği ve hastaların kaslarının zayıflamış olabileceği anlamına Johns Hopkins Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, hastaların yoğun bakımdaki her gün için takip eden iki yılda kas gücünün yüzde 3 ila 11'ini kaybettiğini ortaya iyileşme süreciPek çok Covid-19 hastası için, akciğerlerinin yerini otomatik olarak alan bir solunum cihazına bağlanmaları normale dönmelerinin daha da uzun süreceği anlamına cihazı kendi kendilerine yapamadıklarında hastaların akciğerlerine oksijen doldurmalarına ve ciğerlerinden karbondiyoksit çıkarmalarına yardımcı yaraması için ağır sakinleştirici altındayken ağız ya da burunlarından içeriye bir tüp bağlanması soluk borularına bir tüp yerleştirilmesi için ameliyat ediliyor ve bu tedavi sürecini daha da karmaşık hale Galler ve Kuzey İrlanda'da yapılan bir araştırmanın sonucunda hazırlanan 4 Nisan tarihli rapora göre, hastalar yoğun bakım ünitesinde genellikle 4 ya da 5 gün paylaşılan hastalardan sadece yüzde 15'i yoğun bakımdan bir oranda hasta, hayatını kaybetti. Çoğunluğunun, yani yaklaşık kişinin ise durumu kritik olmaya devam istatistiklere bakarken dikkatli olmak gerekiyor. Yoğun bakımdan çıkma ve hayatta kalma oranları ülkelere göre hazırlanan bir rapor, "gelişmiş solunum desteği" alan Covid-19 hastalarının yüzde 67'sinin hayatını kaybettiğini ortaya koydu. Çin'de solunum cihazına bağlanan hastaların sadece yüzde 14'ünün hayatta kaldığı belirtiliyor. 'Adım adım' prensibi61 yaşındaki Hylton Murray-Phillipson, Covid-19 belirtileri göstermesinin ardından kötüleştiğinde bir solunum cihazına zamanda bir tüp aracılığıyla besleniyordu ve vücut ağırlığının yüzde 15'ini kaybetti. Hastaneden ayrıldıktan sonra yürümeyi yeniden öğrenmesi tedavi sürecini "adım adım" olarak yaptığı açıklamada, "Bir sandalyede 3 saat dik oturabilmek harika hissettirdi" için "ikinci bir şans" verilmesi nedeniyle minnettar olduğunu söylüyor ve daha önce olmasını normal karşıladığı şeylerin değerini bilmeyi öğrendiğini anlatıyor."Kuşların cıvıldaması, nergisler, mavi gökyüzü. Hastanedeyken, kızarmış ekmek ve marmelat hayalleri kuruyordum, varlığını normal gördüğünüz şeyleri" diyor."Zaman içerisinde sıvı gıda verilmeye başlandı, ve sonra, çok şükür pırasa ve patates çorbası!""Bütün hayatımı bunları yiyerek geçirebileceğimi hissettim!" Koronavirüs Gündem Güncel Haberler Fatma 41 ve Mustafa 43 Erdemes çifti, 2002 yılında dünyaevine girdi. 6 çocukları olan çiftin 5'inci çocukları Elif Nur, 2012'de dünyaya geldi. Elif Nur, 17 günlükken solunum yetmezliği şikayetiyle hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerinde kas hastalığı teşhisi koyulan Elif Nur, Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı. 17 günlükken annesinin kucağından kopan Elif Nur, burada 2 yıl boyunca solunum cihazına bağlı yaşadı ardından 2014 yılında kurulan ve 12 hastaya aynı anda hizmet verebilen Dicle Üniversitesi Çocuk Palyatif Yoğun Bakım Merkezi’ne nakledildi. Çocuğundan ayrı kalamayan Fatma Erdemes, kızı kendisinin orada olduğunu hissetsin, diye 10 yıldır her gün yoğun bakım kapısında bekliyor. Sabah erken saatlerde hastaneye gelen ve akşam geç saatlerde çıkan Erdemes, kızının iyileşmesini bekliyor. Fatma Erdemes, içeri girince de sadece gözlerini hareket ettirebilen Elif Nur ile iletişimi bu şekilde kurarak, elini tutuyor ve kızını öpüyor. Her gün bu duruma tanık olan yoğun bakım çalışanları da Fatma Erdemes'i 'yılın annesi' seçerek, çiçek ve hediyeler verdi. 'HER GÜN ANNE SEVGİSİNİ DE ALMASINI İSTİYORUM' Fatma Erdemes, kızının anne sevgisini tatması için her gün gelip ilgilendiğini belirterek, "Beni hissetsin ve bilsin. Nasıl ki tedavisini her gün alıyorsa anne sevgisini de almasını istiyorum. 8 yıldır buradayım, 2 yıl da Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde kaldım. Halen de ilgilenmeye çalışıyorum. Elif Nur, benim için sağlıklı olan çocuklarımdan önce geliyor. Onunla aramda inanılmaz bir bağ var. Elif Nur’u çok seviyorum, ihmal etmek istemiyorum çünkü benim için çok özel. Beni hissediyor, mutlu oluyor. Ben de mutlu oluyorum. Ondan aldığım enerji beni de mutlu ediyor. Anlatılmaz bir bağ var. Hem Elif Nur rahatlıyor mutlu oluyor hem de o mutlu olunca ben de oluyorum. Annelik vazifemi yaptığımı hissediyorum. Bütün çalışanlara ve hocalarımıza teşekkür ederim. Buradaki çocukların aileleri de gelip ilgilenmeli. Çocuklarını ihmal etmesinler. Engelli deyip de bırakmasınlar çocuklarını, çünkü hissediyorlar. Bir öpücüklü dokunuşu ve bir sarılmayı çocuklar hissediyor. Çocuğu için çaba gösteren annedir benim için. Kendini yıpratacak şekilde ilgilenen annedir benim için" diye konuştu. 'ÇOCUĞUMUZ GİBİ BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYORUZ’ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Palyatif Yoğun Bakım Merkezi Sorumlu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fesih Aktar, Elif Nur’un ilk hastalarından olduğunu dile getirerek, "Doğduktan sonra solunum yetmezliği şikayetiyle Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yatışı yapılarak tedavi görüyor. Tetkikler alınıyor ve tanı konulma süresi uzun sürebiliyor. Doğuştan gelen bir kas hastalığının eşlik ettiğini fark ediyorlar. Biz hastayı buraya aldık. 2014 Eylül ayından itibaren Türkiye’de ilk kurulan Çocuk Palyatif Yoğun Bakım Merkezi burada açıldı. Elif Nur, ilk hastalarımızdan. Uzun süre yatışlı olan tüm çocuklarımız gibi Elif Nur da bizim için çok özellikli. Burada sadece hekimler değil, hemşireler ve hasta bakım ile temizlik personeline kadar herkes özverili bir şekilde çalışıyor. Annelik ve babalık yapılan bir merkez. Elif Nur’u da 8 yıldır misafir ediyoruz. Çocuğumuz gibi büyütmeye çalışıyoruz. Hastalıkla ilgili çok tetkik yaptık, aile taramalarını da ileriki incelemelerimiz de kas hastalığıyla ilgili daha farklı bir şey var mı, yok mu; onu araştırıyoruz. Elif Nur, şimdi solunum cihazına bağlı takip ediliyor. Boynundan açılan bir delikle hayatını devam ettiriyor" diye konuştu. DHA

yoğun bakımda solunum cihazına bağlı hasta ne kadar yaşar