🌨️ Sebzeler Tahıllardan Farklı Olarak Ne Isteyen Ürünlerdir
5WSB. Haberler > Kışın Taze Taze Yiyebilin Diye Saksıda Yetişebilen 11 Sebze - 1615 Kendi sebze ve meyvenizi yetiştirmek için ille de bahçeye ihtiyacınız yada evinizin küçük bir köşesinde ektiğiniz sebzeleri yetiştirebilirsiniz. Bunu sadece saksıda değil plastik bir kapta da balkonunda yetiştirmeye elverişli olan sebzeleri sizler için derledik. 1. Minik arpacık soğanları toprağa ekerek taze soğan yetiştirebilirsiniz. Her mevsim rahatlıkla yetişen taze soğanı bahçede yetiştirebileceğiniz gibi, saksıda da yetiştirebilirsiniz. Saksıda yetişmesi en kolay sebzelerden biridir. Altı delinmiş yoğurt kabında bile yetişebilir. 2. Her toprakta her mevsim yetişebilen bir sebze Ispanak! Ispanak soğuğa karşı dayanaklı bir sebzedir ve ıspanak tohumu ekilerek yetiştirilir. Ispanağı ekerken tırmıkla toprağı düzleştirdikten sonra, tohumları toprağın üzerine serpiştirerek ekim yapabilirsiniz. 3. Vücuda sayısız faydası olan sarımsağı yetiştirmek için birkaç püf noktasına ihtiyacınız var. Taze sarımsak elde etmek için, bir top sarımsağın dişlerini ayırın ve ardından dişleri toprak dolu saksıda, aralıklarla açtığınız deliklere yerleştirin. Ektikten yaklaşık 10 gün sonra filizlenmeye başladığını göreceksiniz. Eğer daha derin bir kaba eker ve hemen koparmazsanız, her bir diş tam bir sarımsak topu olacaktır. 4. Sağlık deposu marul! Potasyum açısından zengin olan marul, tohumlar üst üste gelmeyecek şekilde ekilmelidir ve püskürtme yöntemi ile sulanmalıdır. 5. Saksıda Brüksel Lahanası yetiştirmeye ne dersin? C vitamini yönünden zengin olan Brüksel Lahanası yukarı doğru büyür ve kökleri çok yer kaplamaz. Bu yüzden minik saksılarda yetiştirmek için idealdir. 6. Taze tereler için sıcak yaz ayları dışındaki zamanları tercih etmelisiniz. Tere, toprak istekleri bakımından seçici bir bitki değildir. Tek yapmanız gereken tohumları ekip püskürtme yöntemi ile sulamak. 7. Havuç yetiştirmek için ihtiyacın olan şey Çakıllı toprak! Havuç, hafif çakıllı toprakta rahatlıkla büyür ve hızlıca olgunlaşır. Fazla büyük olmadığı için de geniş saksılara ihtiyacınız yoktur. Küçük saksılara ekip, pencere pervazına bile koyabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli şey toprağı sürekli nemli tutmaktır. 8. Sofralardan eksik etmediğimiz, yetişmesi uzun ama zahmetsiz bitki Maydanoz! Maydanozun çimlenmesi 20 veya 25 gün sürmektedir. Yuvarlak saksılar yerine kare veya dikdörtgen saksılar uygundur. Toprağının sürekli nemli tutulması gerekmektedir. 9. Roka yetiştirirken dikkat etmeniz gereken, tohumları geniş aralıklar ile ekmektedir. Roka için geniş aralıklar kullanırsanız, sere serpe büyüdüklerini göreceksiniz. Ayrıca ekim işlemini yaptıktan sonra ilk sulamayı delikli bir sulama kabı ile yapmanızda fayda var. Yağmur sulaması şeklinde yapacağınız sulama, toprak yüzeyinin su nedeniyle aşınmasını ve tohumların açığa çıkmasını engelleyecektir. 10. Tadına doyamadığımız Şeker Bezelyesi! Şeker bezelyesi kış aylarında çok kolay yetişen sebzeler arasındadır. Küçük bahçelerde ya da balkonlarda yetiştirilebilir. Sabah erken ya da akşam saatlerinde sulanması tavsiye edilir. 11. Mutfakta, içeceklerden tatlılara kadar her alanda kullandığımız baharat Biberiye! Biberiye fideleri saksılı olduğu için 12 ay dikebilirsiniz. Saksıya biberiye dikerken en az 9 litrelik bir saksı kullanmalıyız. Saksı içerisine konulacak toprak karışımının asgari %10'u toprak, geriye kalanı ise mümkünse kırmızı toprak olmalıdır.
İnsanların toprağı işleyerek, çeşitli bitkileri yetiştirmesine tarım denir. Topraklardan tarım alanı olarak yararlanma geniş ölçüde yerşekillerine ve iklime bağlıdır. Ülkemizde nüfusun önemli bir kısmı geçimini tarımdan sağlar. Ayrıca tarım, insanımızın temel besin maddelerini karşılaması, dış satımında önemli bir yere sahip olması ve ülkemizdeki bir çok sanayi kolunun hammadesini karşılaması nedeniyle ülke ekonomisindeki önemini Türkiye Topraklarından Yararlanma Toprak gelişmiş ülkelerde önemli bir ekonomik varlık olarak ele alınmakta ve planlı bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde yeterince planlama yapılmaması nedenleriyle erozyon, kirlenme ve toprağın aşırı kullanımı gibi olumsuzluklar hem tarımda kullanılır hem de sanayide hammadde olarak değerlendirilir. Tarım açısından ormancılık, hayvancılık ve bitkilerin yetişmesi için kullanılırken sanayide çimento, tuğla, kiremit, fayans ve seramik gibi ürünlerin hammaddesi olarak arazinin % 36’sında tarım yapılabilmektedir. Ayrıca iklimin ve toprağın çeşitli olması yetiştirilen ürün çeşidinin fazla olmasına sebep olmuştur. 1950’li yıllardan sonra makineleşmenin etkisiyle çayır ve otlakların bir kısmının tarım alanına dönüştürülmesi ayrıca bazı yerlerde ormanların tahrip edilerek tarlaya çevrilmesi sonucu tarım alanları genişlemiştir. Tarım alanlarının bölgelere göre dağılış oranı farklılık gösterir. Ekili-dikili alanların bölge yüzölçümüne göre en az yer kapladığı bölge Doğu Anadolu, en fazla yer kapladığı bölge ise Marmara’dır. Bu durum üzerinde yerşekillerinin yükseltisi ve engebeliliği etkili daha çok Karadeniz Bölgesinde bağlık, bahçelik ve ormanlık alanlar, Ege’de endüstriyel bitki alanları, Akdeniz’de endüstriyel bitki alanları ve ormanlıklar, Marmara’da endüstriyel bitki alanları ve tarım arazisi, iç kesimlerde de tarım alanları ve otlaklık alanlar olarak karşımıza bitki türleri bazı topraklarda daha iyi ve kaliteli yetişmektedir. Örneğin çay, yıkanmanın fazla olduğu kireçsiz topraklarda yetişirken antep fıstığı kurak bölgelerde kireçli topraklarda, yumrulu bitkiler patates, soğan kumlu topraklarda, üzüm bağları da kumlu çakıllı topraklar üzerinde daha kaliteli yetişmekte ve daha fazla verim Tarımı Etkileyen Faktörlera. Toprak ve Bakımı Toprağın özelliği ve verimliliği tarımsal faaliyetler üzerinde etkili olan önemli faktörlerden biridir. Toprak verimliliği belirli aralıklarla analiz ettirilmeli ve tesbit edilen mineral madde eksikliği giderilmelidir. Bu durum toprağın verimliliğini artıracaktır. Ayrıca toprağın özelliğine göre ekilecek ürünlerin belirlenmesi tarım alanlarının önemli bir kısmında eğimin fazla olması ve buralarda toprak tabakasının ince olması nedeniyle toprak kaybı ciddi bir tehdit olduğu için buralarda erozyonla mücadele önem Sulama Türkiye’de tarımdaki verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimlerin etkisinde bulunduğu için bilhassa yaz döneminde su ihitiyacı çok artmaktadır. Ülkemizde en geniş tarım alanlarının İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege, Akdeniz bölgelerinde bulunması ve buralarda da yazların kurak geçmesi sulamaya ne kadar çok ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Türkiye topraklarının % 75’i sulanamamakta ve istenen verim Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı kesimlerinde sulama sıkıntısı nedeniyle tarım alanları nadasa bırakılmaktadır. Ülkemizde sulamaya büyük önem verilmektedir. DSİ ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından sulamanın yaygınlaşması için çalışmalar sulama yaygınlaştırılabilire; – Kuru tarım nadas metodu sona erer. – Bir yılda birden fazla ürün alınabilir. – Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır. – Üretim artışı ve sürekliliği sağlanır. – Tahıl yerine, sebze ve meyve ile endüstri bitkilerinin ekimi yaygınlaşır. Ürün çeşitliliği ortaya çıkar. – Çiftçinin geliri ve toprağın verimi artar. Buna bağlı olarak göç azalır. – Tarımın milli gelir içindeki ve ihracattaki payı artar. Güneydoğu Anadolu’da GAP’la birlikte yukarıdakllerin bir çoğu Gübreleme Toprağın yeteri kadar besin almaması yada toprağın devamlı kullanılması nedeniyle minerallerin azalması alınan verimi düşürmektedir. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılır. Toprağa atılan gübreler doğal ve suni gübre olmak üzere iki çeşittir. Ülkemizde hem kullanılan gübre miktarı hem de gübrelenen tarım alanı İlaçlama Tarımda verim düşüklüğüne neden olan çeşitli hastalık ve haşerelere karşı ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamanın verimli olabilmesi İçin Hacın dozu ve kullanılan zamanı iyi Tohum Islahı Tarım ürünlerinden yüksek verim elde edilmesinde kaliteli tohum kullanılması etkilidir. Ülkemizde son yıllarda buğday, pamuk, ayçiçeği, elma, narenciye ve şeftali gibi ürünlerde kaliteli tohum kullanılmasıyla üretimde büyük artışlar meydana Makineleşme Toprağın kısa sürede ve zamanında sürülmesi ile hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme İle mümkündür. Bilhassa 1950’li yıllardan sonra ülkemizde makineleşme artmaya başlamıştır. Bunun sonucunda mera alanlarının bir kısmı tarım alanına çevrilmiş, tarım alanlarında ve bilhassa buğday üretiminde büyük artışlar olmuştur. Bunun yanında makineleşme otlak alanlarını azalttığından mera hayvancılığını olumsuz yönde etkilemiş ve tarımdaki işgücü ihtiyacını azalttığından kırsal kesimden kente göçe neden olmuştur. Ülkemizde bazı yerlerde tarım arazilerinin dağlık ve engebeli olmasından dolayı makineli tarım gelişmemiştir. Doğu Karadeniz kıyıları – Doğu Anadolu’nun yüksek yerleri gibig. Pazarlama ve Tarımı Destekleyen Kuruluşlar Tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işleme merkezlerine veya tüketim merkezlerine ulaştırılıp pazarlanması önemli bir husustur. Pazar durumu inceledikten sonra üretime başlanmalıdır. Böylece ürünlerin ne kadar yetiştirileceğine karar verilir ve fiyatının ne olacağı tahmin edilir. Üreticinin piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet tarafından destekleme alımları yapılır. Destekleme alımındaki amaç devletin önceden duyurduğu taban fiyattan ürünü alarak çiftçinin zarar görmesini desteklemek amacıyla devlet ve çeşitli özel sektör tarafından çeşitli kurumlar oluşturulmuştur. Ülkemizdeki tarımsal faaliyetlerin bir plan dahilinde yürütülmesi ve bunların desteklenmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından destekleyen kuruluşlar; – Türkiye Zirai Donatım Kurumu – Devlet Su İşleri – Toprak Mahsûlleri Ofisi – Tarım Kredi Kooperatifleri – Ziraat Bankası – Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü – Çeşitli kooperatif ve kuruluşlar Fiskobirlik, Tariş, Çukobirlik, Çaykur, Tekel vb.Tarım İşletme Metodları Aynı iklim özellikleri ve toprak şartlarına sahip olan tarım alanlarından farklı verim alınması, uygulanan tarım metodlarından İntansif Yoğun Tarım Modern tarım metodudur. Bu metodla birim alandan en yüksek verim elde etmek amaçlanır. Sulama, gübreleme, tohum ıslahı, makineleşme gibi verimi artıran yöntemler kullanılır. Üretimde yıllar arasında çok farklılık olmaz. Hollanda, Japonya, Almanya, İsrail gibi ülkelerde uygulanır. Ülkemizde Adana, Antalya ve Kıyı Ege ovalarında Ekstansif Yaygın Tarım Tarım alanlarının geniş, nüfusun az olduğu yerlerde uygulanır. Bu metod uygulanırken toprak yoğun bir şekilde işlenmez. Üretim iklim şartlarına göre değişebilir. Daha çok tahıl ürünleri ekilir. Arjantin, Kanada, Brezilya, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerde uygulanır. Türkiye’de İç Anadolu, Doğu Anadolu, G. Doğu Anadolu ve İç Ege’de Nadas Kuru Tarımı Buna ilkel tarım da denir. Yağışların ve sulamanın yetersiz olduğu sahalarda uygulanır. Topraktan iki yılda bir ürün alınır. Ülkemizde İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde uygulanır. Sulama yaygınlaşırsa ortadan yanında plantasyon, sera ve münavebeli dönüşümlü tarım gibi metodlarda uygulanır. Plantasyonlarda; geniş alanlarda genelde tek tip ürün yetiştirilir. Genelde ekvatoral bölgede yaygın olarak görülür. Brezilya’daki kahve ve muz plantasyonları gibi. Nöbetleşe ekim münavebeli tarım; toprağa her yıl aynı ürünü ekmek yerine dönüşümlü olarak farklı ürünler ekilir. Nöbetleşe ekimdeki amaç toprak içindeki mineral dengesinin sağlanması ve toprağın erozyona karşı ve Bahçe Kültürleri Kültür bitkileri insanlar tarafından tarla yada bahçelerde sulama, gübreleme vb. çalışmalar yapılarak yetiştirilen TAHILLAR Tahıllara hububat adı da verilir. Buğday, arpa, mısır, çavdar, pirinç gibi ürünlerden oluşur. Türkiye’de ekim alanı ve üretimi en fazla olan tarım ürünleri, üretim alanlarının toplam arazi içinde en yüksek paya sahip olmasının başlıca nedenleri – Nüfusun beslenmesinde, en önemli besin kaynağı olması – Tarım alanlarının genişlemiş olması – İklimin tahıl tarımına elverişli olması – Nüfusun hızla artmasıBuğday Orta kuşakta yarı kurak İklim bölgelerinde yetişen ve ülkemizde en yaygın üretilen tarım ürünüdür. İlkbahar döneminde yağış, yaz döneminde ise kurak ve sıcak bir ortam ister. Olgunlaşma zamanı sıcaklığa göre değişir. Türkiye’de ilk önce Çukurova’da, en geç ise Erzurum-Kars çevresinde olgunlaşıp hasat edilir. Ülkemizde en fazla İç Anadolu, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Karadeniz kıyılarında yaz yağışlarından, Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ise yazların kısa sürmesinden dolayı yetiştirilemez. Kuru tarım metodlarıyla üretildiğinden üretimi yıldan yıla değişiklik gösterir. 1960 yılından sonra ekim alanları artmadığı halde üretim artmıştır. Bunun sebebi sulamanın en çok buğday üreten ülkeleri arasında ABD, Rusya Federasyonu, Hindistan, Kanada ve Fransa yer alır. Türkiye buğday üretiminde dünyada önemli bir yere sahiptir. Ancak temel besin maddesi olarak tüketildiği için dış ticarette önemli bir yer Türkiye’de buğdaydan sonra en çok üretilen tahıl ürünüdür. Yetişme şartları buğday ile paralellik gösterir. Yalnız buğdaya göre, yetişme süresi daha kısadır. Bu nedenle Doğu Anadolu’da buğdayın yetişmediği yüksek yerlerde de üretiminin yarıya yakın kısmını İç Anadolu Bölgesi karşılar. Güneydoğu Anadolu, Ege ve Doğu Anadolu bölgeleri diğer üretim bölgeleridir. Arpa yılda 8-9 milyon ton civarında üretilmektedir. Arpa en çok hayvan yemi olarak ve bira sanayinde Buğday ve arpanın yetişmediği yükseltilerde yetişir. Un ve ekmek yapımında kullanılır. Tahıllar içinde olumsuz iklim şartlarına en dayanıklı olanıdır. Ülkemizde İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha fazla Ülkemizde iç Anadolu, Marmara ve Çukurova’da daha fazla üretilir. Bisküvi ve yem sanayisinde Yaz döneminde yağış alan veya sulama yapılan sıcak sahalarda yetiştirilir. Bu özelliğinden dolayı arpa ve buğday tarımından farklılık gösterir. En uygun iklim yaz yağışlarının olduğu Karadeniz ülkemizde Karadeniz kıyı şeridinde ve Marmara’nın kuzey kesimlerinde yaz yağışlarıyla doğal olarak yetişirken, Akdeniz, Ege ve İç bölgelerde yazın sulamayla yetişebilir. Son yıllarda yem ve yağ sanayinde mısır kullanımının artmasıyla ekonomik değeri artmış Akdeniz’deki üretim Karadeniz’i geçmiştir. Mısır üretiminin yaklaşık yarısı Akdeniz Bölgesinden elde edilir. Karadeniz’de üretilen mısır bölgenin temel besin maddesi olduğu için ticari değeri fazla Çeltik Ülkemizde ise genelde akarsu boylarında ve alüvyal ovalarda yaygındır. Pirinç tarlalarının sürekli su içinde olması sinek üremesine ve sıtmaya neden olur. Bu yüzden pirinç ekim alanları yerleşim alanlarından uzakta yer alır ve devlet tarafından sınırlandırılmıştır. En fazla Marmara’da, Batı Karadeniz’de, Kıyı Ege’de ve Amik Ovası’nda ENDÜSTRİ SANAYİ BİTKİLERİ Üretildikten sonra, çeşitli sanayi dallarında işlenerek gıda ve endüstri maddeleri elde edilen bitkilerdir. Tütün, pamuk, şeker pancarı, çay, keten, kenevir, haşhaş gibi.Endüstri bitkileri üretimi tahıllardan sonra 2. sırayı alır. Son 50 yıl içinde ekim alanı sürekli genişlemiştir. Endüstri bitkilerinin modern tarım yöntemleriyle yetiştirilmesi daha verimli ve kaliteli bir üretime neden olmuştur. Endüstri bitkileri ülke ihtiyacını karşıladığı gibi, işlenmiş veya işlenmemiş olarak ihraç edilerek gelir verimsiz topraklarda daha kaliteli yetişen, yetişme döneminde nem ve sıcaklığa ihtiyacı olan bir bitkidir. Türkiye genelinde iklim ve toprak yapısı tütün üretimine elverişlidir. Fakat kalitesinin azalmaması için devlet ekim alanlarını belirlemekte ve kaliteye göre fiyatlandırma yapmaktadır. Türkiye Dünya’da önemli tütün üreticisi olan ülkelerden biridir. Tütünümüz kalite bakımından tercih edilen tütünler önemli üretim alanları içinde başta, Ege Bölgesi Manisa, izmir, Muğla, Denizli, Aydın, Uşak, ikinci sırada Güneydoğu Anadolu Bölgesi, üçüncü sırada Karadeniz Bölgesi Samsun, Tokat gelir. Geriye kalanı ise dağınık olarak Hatay, Balıkesir, Bitlis, Muş ve Malatya illerinde Ekimi en fazla yapılan endüstri bitkisidir. Yetişme dönemi olan ilkbahar mevsiminde bol miktarda su, gelişme döneminde tabandan sulama, hasat döneminde ise sıcak ve kurak iklim ister. Hasat dönemindeki yaz yağışları ürünün kalitesini düşürdüğü için Karadeniz kıyılarında uzun bir yaz süresi istediğinden iç bölgelerimizin yüksek ve serin ovalarında üretimi yapılamaz. Pamuk tarımını öncelikle sıcaklık faktörü belirler. Çünkü yağış yetersizliği sulama yolu ile ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu ovalarında, Kıyı Ege ve Akdeniz ovalarında, Güney Marmara Bölümü ve Doğu Anadolu Bölgesinde üretilir. Pamuk, bozulmayan ve kolay taşınabilen bir ürün olduğundan ülkemizin her bölgesinde işlenebilir. Fakat daha çok Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerindeki dokuma ve tekstil fabrikalarında işlenir. Bir kısmı da ihraç edilir. 2003 yılında 920 bin ton üretim Pancarı Ülkemizde şeker pancarı üretimi 1926 yılında Uşak ve Alpullu şeker fabrikalarının kurulmasıyla başlamıştır. Şeker pancarı, hasadından hemen sonra işlenmesi gerektiğinden önce fabrikası kurulmuş sonra onun çevresinde ekimi yapılmaya başlanmıştır, ilkbaharda yağış, yaz mevsiminde ise sulama ve güneşli bir iklim pancarının fazla sıcaklık isteği yoktur. Ancak yetişme döneminde sulanması gerekir. Her bölgede yetiştirilir. En fazla iç Anadolu Bölgesinde üretilir. Daha sonra İç Batı Anadolu, Orta ve Batı Karadeniz bölümleri, Marmara Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi gelir. Yaz yağışlarından dolayı Karadeniz kıyılarında, kuraklıktan dolayı Güneydoğu Anadolu’da ve ayrıca yüksek gelir getiren ürünler ekildiğinden Ege ve Akdeniz kıyı ovalarında yetiştirilmemektedir. Pancar atıklarından hayvan yemi üretildiğinden fabrikaların etrafında besi hayvancılığı gelişmiştir. Şeker pancarı üretimi her yıl artış göstererek 1927 yılında 0,6 bin ton iken 1998 yılında milyon tona çıkmıştır. Son yıllarda şeker pancarı üretimi azalmıştır. 2005 yılı üretim miktarı 15 milyon ton civarındadır.Haşhaş Afyon sakızı adı verilen maddesinin uyuşturucu yapımında kullanılmasından dolayı devletin sıkı denetimi altında sınırlı alanlarda ve az miktarda yetiştirilen bir bitkidir. Dolayısıyla ekim alanları doğal şartlara göre değil devletin izin verdiği yerlere bağlıdır. Ülkemizde daha çok İç Ege’deki Afyon, Kütahya, Uşak, Denizli ile Göller yöresindeki Burdur ve İsparta illerinde üretimi yapılır. Bir kısmı ihraç edilir. Tohumları yağ elde etmede ve diğer gıda kollarında kullanılır. Afyon sakızından ilaç yapılır. Yıllık üretim 15 ile 30 bin ton arasında Anavatanı Muson Asya’sı olan çay, ülkemizde ekonomik olarak 1940’lı yıllardan sonra üretilmeye başlanmıştır. Çay yıkanmış ve kireçsiz topraklarda, yağışın bol olduğu nemli bulutlu ve serin ortamlarda yetişen funda türü bir bitkidir. Yaprakları kurutularak çay elde edilir. Bu özellikler ülkemizde Doğu Karadeniz kıyı şeridinde bulunduğundan çay tarımı sadece Rize, Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun illerinde yapılmaktadır. Çay üretiminin % 75’i tek başına Rize’ye aittir. Çayın kalitesini ve üretimini arttırmak için 1971’de Rize’de Çay Kurumu ÇayKur yılında 2600 hektar olan çay bahçeleri 2005 yılında 76 000 hektara çıkmıştır. Ülkemizde yıllık 200 bin ton civarında kuru çay üretilmektedir. Çay tarımıyla birlikte Doğu Karadeniz’de tarım ve sanayi az da olsa Tropikal bölge bitkisi olan keten ve kenevirin liflerinden keten kumaşı ve kot bezi yapılır. Keten-kenevir üretimi daha çok Batı Karadeniz’deki Kastamonu, Sinop ve Zonguldak çevresi ile Marmara’da Kocaeli çevresinde yapılır. Kenevir uyuşturucu yapımında kullanıldığı için üretimi devlet kontrolü YAĞ BİTKİLERİ Zeytin, ayçiçeği, susam, kolza, aspir, yerfıstığı gibi bitkilerden yağ elde edilir. Bu sebeple bu bitkilere yağ bitkileri Zeytin ağacı Akdeniz ikliminin tabii bitkilerindendir. Soğuğa karşı duyarlı olduğundan kışların ılık geçtiği ve don olayının görülmediği Akdeniz, Ege, Güney Marmara ile Karadeniz Bölgesi’nin bazı kıyı kesimlerinde yetiştirilir. Kışın soğuk olan iç bölgelerde ve yüksek yerlerde yetişmez. Ülkemizde zeytin en fazla Ege Bölgesi’nde üretilmektedir. Güney Marmara kıyıları ile Akdeniz kıyıları ve Kilis çevresinde de yoğun olarak zeytin üretimini olumsuz yönde etkileyen bazı beşeri faktörler vardır. Bunlar gübreleme yetersizliği, sırıkla çırpma yoluyla yapılan yanlış hasat ve budama hatalarıdır. Zeytin üretiminin % 75’inden yağ üretilir. Geriye kalanı sabun sanayiinde ve sofralık zeytin olarak kullanılır. Zeytin üretimi, bir yıl fazla bir yıl az olur. Ülkemizde yıllık ortalama milyon ton civarında üretimi yapılır. İtalya, Yunanistan, İspanya, Tunus gibi ülkelerle birlikte Türkiye Dünya’da zeytin üretiminde ön Yetişme dönemi olan ilkbaharda yağış, olgunlaşma dönemi olan yaz mevsiminde güneşli bir iklim ister. Olgunlaşma döneminde yağış istememesinden dolayı Karadeniz kıyılarında yetiştirilemez. Diğer bütün bölgelerde tarımı üretiminin % 70’e yakın kısmını Marmara Bölgesi’nde, başta Tekirdağ ve Edirne olmak üzere Kırklareli, Bursa, Balıkesir illeri karşılar. Daha sonra İç Anadolu Bölgesi ve Orta Karadeniz Bölümü gelir. Ülkemizde Ayçiçeği yıllık 800 bin ton civarında üretilir. Ülkemizde sıvı yağ ihtiyacının büyük bir kısmı ayçiçeğinden sağlanır. İşlenmesinden arta kalan kısımları hayvan yemi olarak değerlendirilir. Ayrıca kuruyemiş olarak da Fasulyesi Bu ürün sadece yağ üretiminde değil, kuru sebze, yaş sebze, ekmeklik un, süt ve yoğurt gibi gıda maddeleri üretiminde de büyük önem taşır. Protein bakımından zengin olduğu için besin değeri yüksektir. Yurdumuzdaki doğal üretim alanları Doğu ve Orta Karadeniz bölümüdür. Ancak çay ve fındık gibi daha fazla gelir getiren ürünlerin rekabeti nedeniyle ekim alanı dardır. Yetişme dönemi çok kısa olduğundan ikinci ürün olarak Adana, Antalya ve Ege ovalarında yetiştirilmektedir. Üretiminde Akdeniz Bölgesi birinci sıradadır. Daha çok yağ, un ve yem sanayisinde Tahin, pasta ve bisküvi sanayinde kullanılır. Susamın tohumundan yağ elde edilir. Ilıman iklim bölgelerinde tarımı yapılmaktadır. Ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilir. Yıllık üretim miktarı 30 bin ton Kuruyemiş olarak tüketilen yerfıstığından aynı zamanda yağ da elde edilmektedir. Sıcak ve nemli iklim şartlarında ve gevşek topraklarda tarımı yapılır. Ülkemizde yerfıstığı üretiminin % 90’ı Akdeniz Bölgesi’nden karşılanır. Yıllık üretim miktarı 80 bin ton BAKLAGİLLER Baklagiller nohut, mercimek, fasulye, bakla gibi ürünlerden oluşur, iç ve dış ticarette önemlidirler. Daha çok kuru olarak Yetişme döneminde yağış, olgunlaşma döneminde sıcak ve kurak iklim ister. Her türlü toprak şartlarına dayanıklıdır. Türkiye’de kırmızı mercimek en fazla Güneydoğu Anadolu’da, yeşil mercimek ise İç Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık 500 bin ton civarında kırmızı mercimek, 60 bin ton civarında da yeşil mercimek Yarı kurak iklim şartlarında yetişebilen nohut, en fazla İç Anadolu, Akdeniz, iç Ege ve Güneydoğu Anadolu’da üretilir. Baklagiller içerisinde en fazla üretim miktarına sahiptir. İhraç ürünlerindendir. Yıllık 600 bin ton civarında Yüksekliği 1500 m’yi aşmayan ve yaz döneminde sulanabilen tüm sahalarda yetiştirilir. En önemli yetişme alanları kıyı bölgelerimizdeki sulanabilen ovalardır. İç bölgelerimizde de akarsu boylarında ve sulanabilen alanlarda üretilir. Yıllık üretim miktarı 250 bin ton MEYVELER Ekili-dikili alanların % 3’ünü oluşturan meyveler Türk ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz iklimindeki çeşitlilik değişik türde meyve yetiştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu çeşitlilik Türkiye’yi Dünya’nın önemli bir meyve üreticisi haline getirmiştir. Bazı meyvelerin üretiminde Türkiye Dünya’da sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Fındık, incir, üzüm, kayısı, antepfıstığı gibi – Turunçgiller, incir, muz gibi meyveler kışların ılık geçtiği yerlerde yetişir. – Üzüm, elma ve kayısı İse hem kıyılarda hem de iç kesimlerde Ilıman iklim bölgelerinin bitkisidir. Kış sıcaklığının 5-6 C, yaz sıcaklığının da 20-25 C olduğu ve yıllık 1000-1500 mm yağış alan ılıman ve serin iklim bölgelerinde yetişir. Don olayı ve yaz kuraklığı verimi fındık tarımı Karadeniz kıyılarında yaygındır. Özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon illeri üretimin yarısından fazlasını sağlamaktadır. Toplam üretimin % 80′ den fazlasını Karadeniz Bölgesi, geri kalanı da Marmara Bölgesi’ndeki İzmit ve Sakarya illeri sağlar. Türkiye Dünya fındık üretiminde birinci sırada olup üretimin çoğu ihraç edilir. Yıllık 500-600 bin ton civarında Narenciye adı da verilen bu ürünler portakal, mandalina, limon, greyfurt ve turunçtan oluşur. Anavatanı Güneydoğu Asya’dır. Soğuğa karşı çok hassastır. Kış sıcaklığının 0 C nin altına düşmediği bölgelerde yetişebilir. Ayrıca yüksek sıcaklık ve bol su isteyen bir bitkidir. Karadeniz Bölgesi’ndeki turunçgil alanları hariç diğer turunçgil alanlarında sulama en fazla Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminde Mersin, Adana, Antalya ve Hatay’da üretilir % 80. Geri kalanı ise Ege kıylarında ve az miktarda Rize kıyılarında yetiştirilir. Yıllık 2,9 milyon ton olan üretimin bir kısmı ihraç edilir. Diğer üretici Akdeniz ülkelerinin rekabeti nedeniyle turunçgil ihracatı istenilen düzeye Kışların ılık, yazların sıcak geçtiği, yıllık yağışın’ 600-700 mm olduğu iklimlerde yetişebilir. Soğuğa karşı hassas olduğundan iç bölgelerimizde yetiştirilemez. İncir en fazla Ege Bölgesi’ndeki Aydın ve İzmir çevresinde üretilir. Bundan başka Akdeniz ve Karadeniz kıyıları ile Güney Marmara ve Güneydoğu Anadolu’da değeri yüksek ve kaliteli kuru incir üretilen bölgelerde Akdeniz iklim özellikleri görülmektedir. Bu özellikler Ege ve Akdeniz’de vardır. Ama diğer ürünlerin rekabeti nedeniyle kuru incir üretimi eskiden beri Ege Bölgesi’nde özellikle Kıyı Ege Bölümü’nde önem kazanmıştır, iç ve dış pazarları Ege Bölgesi’nin incir bahçeleri beslemektedir. Yıllık 300 bin ton üretimiyle ülkemiz Dünya’da birinci durumdadır. Üretimin yarıya yakın kısmı daha çok kurutulmuş olarak ihraç Kışın -30, – 40 C kadar düşük sıcaklığa dayanıklıdır. Yazın da sıcaklık ve kuraklığa dayanıklı bir bitki olduğundan ülkemizde her bölgede yetiştirilir. Sadece Karadeniz kıyılarında ve Doğu Anadolu’da sıcaklığın yetersiz olduğu yüksek yerlerde yetiştirilemez. Bağ alanları daraltılmış olmasına rağmen, üzüm miktarında artış vardır. Bunun nedeni bağcılığın intansif yöntemlerle yapılıyor olmasıdır. Toprak bakımının, gübrelemenin ve hastalıklarla mücadele edilmesinin sonucu verim ve kalite ticaretimiz % 100 oranında Ege’nin çekirdeksiz kuru üzüm meyvesi ile temsil edilir. Bu nedenle en ekonomik ve en önemli bağcılık bölgesi Ege’dir. Üretim en fazla Ege Bölgesi’nde yapılır. Güneydoğu Anadolu, iç Anadolu, Marmara ve Akdeniz Bölgeleri’nde de yaygın olarak üretilir. Elma ile birlikte üretimi en yaygın olan meyvedir. Yaş üzüm olarak yıllık milyon ton civarında üretimimiz vardır. Ülkemiz kuru üzüm ihracatında da Dünya’da birinci Türkiye’de üzümden sonra en çok yetiştirilen meyvedir. Karasal iklimlerde yetişebilir. Yalnız çiçek açma döneminde sıcaklığın çok düşmemesi gerekir. Az kireçli ve derin topraklarda yüksek verim sağlanır. Elma üretimi en fazla İç Anadolu’da özellikle Niğde, Nevşehir, Konya çevresinde, Orta Karadeniz’de Amasya ve Göller yöresinde İsparta çevresinde yapılır. Yıllık 2,5 milyon ton civarında üretilir. Bir kısmı ihraç Tropikal bölge bitkisidir. Ülkemizde sadece Akdeniz Bölgesi’nde Antalya – Mersin arasındaki dar kıyı şeridinde tarımı yapılabilir. Tabii ekim alanı en dar olan ürünlerimizdendir. Diğer meyvelerin tersine ihraç edilmez, ihtiyacın bir kısmı ithal edilerek Fıstığı Yaz kuraklığına ve yüksek yaz sıcaklığına dayanıklı bir bitkidir. Ülkemizde en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Yıllık üretim 40-50 bin ton civarındadır. Üretimin % 70’i ihraç Türkiye’de birçok bölgemizde yetiştirilir. Başta Malatya olmak üzere Elazığ, Konya, Ankara ve İzmir illeri kayısı üretiminin en fazla olduğu yerlerdir. Kurutulmuş kayısı üretiminde de Dünya’da SEBZECİLİK Türkiye’de hemen her türlü sebze yetiştirilmektedir. Sebze tarımı tahıllardan farklı olarak sulama gerektirir ve yoğun emek harcanarak yapılır. Sebze üretimi Akdeniz, Ege, Marmara, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri’nde sulanabilen yerlerde yapılır. Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde ve Karadeniz’in aşırı yağış alan yerlerinde sebze tarımı yapılamaz. Sebzeler en erken Akdeniz kıyılarında en geç Doğu Anadolu’da SERACILIK Kışların ılık, güneşli gün sayısının fazla olduğu yerlerde sıcaklığın kontrol altına alınmasıyla yapılan yoğun tarım metodudur. Akdeniz bölgesinde özellikle Antalya seracılıkta ilk sırada gelir. Ege bölgesi Akdeniz’den sonra en fazla seracılığın yapıldığı bölgedir. Seracılıkta özellikle sebze ve çiçek üretimi ÜRÜNLERİYLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER 1. Bölgelerde yetiştirilen belli başlı tarım ürünleri Karadeniz Bölgesi Fındık, çay, mısır, tütün, şeker pancarı, pirinç, keten-kenevir, sebze Marmara Bölgesi Ayçiçeği, zeytin, şeker pancarı, buğday, pirinç, mısır, patates, sebze, fındık, üzüm Ege Bölgesi Zeytin, üzüm, haşhaş, pamuk, tütün, incir, turunçgiller, buğday, şeker pancarı, sebze Akdeniz Bölgesi Turunçgiller, muz, pamuk, yerfıstığı, sebze, buğday, susam, gül, elma, mısır, pirinç, soya fasulyesi, zeytin, yulaf, şeker pancarı İç Anadolu Bölgesi Buğday, arpa, mercimek, şeker pancarı, elma, patates, üzüm, nohut, çavdar, yulaf Doğu Anadolu Bölgesi Arpa, buğday, kayısı, tütün, şeker pancarı, üzüm, pamuk Güneydoğu Anadolu Bölgesi Antepfıstığı, buğday, arpa, mercimek, pamuk, üzüm, zeytin, sebze, tütün, çavdar. 2. Tabii ekim alanı geniş olan tarım ürünleri şeker pancarı, üzüm, buğday, arpa, elma, ayçiçeği, tütün, mısır, patates 3. Tabii ekim alanı dar olan tarım ürünleri Muz, çay, fındık, turunçgiller, incir, zeytin, pamuk Not Bunlardan pamuk dışındaki ürünler aynı zamanda kış ılıklığı ister. 4. Ekim alanı devlet tarafından sınırlandırılan tarım ürünleri Haşhaş, tütün, pirinç, keten-kenevir 5. Su isteği fazla olan tarım ürünleri Çay, pirinç, fındık, mısır, sebzeler, turunçgiller 6. Yetişme döneminde yağış veya sulama, olgunlaşma döneminde kuraklık ve sıcaklık isteyen tarım ürünleri Buğday, arpa, pamuk, tütün, ayçiçeği, mercimek, susam, çavdar, yulaf 7. Kış mevsimi ılık geçen kıyı kesimlerinde yetişen meyveler Turunçgiller, incir, muz, fındık gibi meyvelerdir. 8. Üzüm, incir, fındık, antep fıstığı, kayısı gibi meyveler kurutularakta tüketilir. 9. Fındık, kuru üzüm, kuru incir, antep fıstığı ve kayısının ihracat değeri yüksektir Dünya’da üretimde önde olduğumuz ürünlerdir. 10. Çay, şeker pancarı ve ayçiçeği Cumhuriyet Döneminden sonra üretilmeye başlanmıştır.
Dondurulmuş ve taze sebzeler ile meyveler arasında besin değeri bakımından farklılıklar olup olmadığı merak konusudur. Genel olarak taze ürünler hasattan sonraki saatler içinde besin değerini hızla kaybetmeye başlar. Örneğin taze ıspanak, 4 ° C’de buzdolabında saklandığında yedi gün içerisinde C vitamininin % 75’ini kaybeder. Sağlık uzmanlarının meyve ve sebze yememizi istemesinin en büyük sebeplerinden biri posa elde etmektir. Posa içeriği kolayca bozulmaz, bu da bekletilen taze sebzelerin vitamin seviyelerinin düşmesine rağmen hala değer taşıdığı anlamına SaklamaDondurulmak için seçilen sebze ve meyveler hasattan hemen sonra soldurulur ve dondurulur. Bunun anlamı meyve ve sebzelerin soldurma ya da haşlama işlemi başladığında hala yüksek bir besin değerine sahip olmalarıdır. Bozulmaya neden olan bakterileri etkisizleştirmek için gıdaların dondurulmadan önce haşlaması ya da şoklaması işlemi besin kaybına neden olur. Besin kaybı farklı sebzeler arasında önemli ölçüde Ürünlerdeki Antioksidan SeviyesiYakın tarihli bir İngiliz çalışmasında dondurulmuş ürünlerdeki antioksidan seviyelerinin taze meyve ve sebzelerde olduğundan daha yüksek olabileceği bulunmuştur. Bu oldukça şaşırtıcıdır çünkü insanlar genellikle antioksidan seviyelerinin taze sebzelerde her zaman daha yüksek olacağını düşünmektedir. Taze ürünlerden kaybolma eğiliminde olanlar C vitamini ve bazı B vitaminleri de dahil olmak üzere suda çözünen vitaminlerdir. En çok satın alınan meyve ve sebzeler üzerinde 40’tan fazla test içeren iki bağımsız çalışmada dondurulmuş gıdaların yüksek seviyelerde C vitamini, polifenoller, antosiyaninler, lutein ve beta karoten de dahil olmak üzere antioksidan tip bileşiklere sahip olduğu ve Dondurulmuş Sebzelerin Artı ve EksileriTaze Sebzeler*Tatları dondurulmuş olanlardan daha iyidir. *Dokusu daha iyidir. *Yeni toplanmış olarak satın alındıysa besin değeri güçlüdür. Dondurulmuş sebzeler *Besinler toplandıktan hemen sonra dondurulmalıdır. *Aylarca saklanabilir. *Mevsiminin dışındayken bile sebze ve meyve yemeyi sağlar. *Beslenmeye çeşitlilik katar. *Buz çözüldükten sonra sebzeler yumuşak bir dokuya sahiptir çünkü buz kristalleri bitkilerin hücre duvarlarına zarar bazı taze sebzelerle ve dondurulmuş muadilleriyle ilgili beslenme gerçeklerinin nasıl karşılaştırıldığına bakalımTaze ve Dondurulmuş BrokoliC vitamini sebzeler toplandıktan hemen sonra bozulmaya başlar. 1998 yılında yapılmış olan bir araştırmaya göre taze brokoli 20 ° C’de saklanırsa toplandıktan sonraki ilk 7 gün boyunca C vitamininin % 56’sını kaybeder. Aynı çalışmaya göre brokolinin buzdolabında 4 ° C’de saklanması aynı yedi günlük dönemde C vitamini kaybını neredeyse sıfıra indirebilir. 2000 yılında yayınlanan bir araştırma ise brokolilerin haşlanması ve daha sonra dondurulması sırasında C vitamininin yaklaşık % 50-55’ini kaybettiğini belirtmektedir. 1998 tarihli bir başka çalışma dondurulmuş brokolinin 12 ay boyunca -20°C de saklandığında C vitamini içeriğinin %10’unu kaybettiğini ve Dondurulmuş Yeşil FasulyeYeşil taze fasulye yedi gün boyunca 4 ° C’de saklandığında C vitamini içeriğinin % 77’sini kaybedebilir. 1999 tarihli bir çalışmaya göre fasulyeler buzdolabında 16 gün bekletilirse bu kayıp % 90 artacaktır. Buna karşılık taze fasulye haşlanma ve daha sonra donma sırasında C vitamininin yalnızca % 28’ini kaybeder. Taze veya dondurulmuş olsun taze fasulye iyi bir karoten kaynağıdır. Buharda haşlanmanın beta-karotenleri çok az yok ettiği veya hiç etmediği düşünülmektedir. Dondurma işleminin de taze fasulyenin beta karoten içeriği üzerinde önemli bir etkisi olmamaktadır. Taze fasulye buzdolabında saklandığında da beta-karoten kaybı azdır. 16 gün boyunca buzdolabında kaldığında ortalama kayıp % 10 ve Dondurulmuş IspanakDüzgün soğutulduğunda bile ıspanağın ince yaprakları kusursuz besin değerlerini çok hızlı kaybeder. Taze ıspanak mükemmel bir folat B 9 vitamini ya da folik asit kaynağıdır. Folat birçok kadının yetersiz kaldığı bir besin maddesidir ancak sebzeler toplandığı anda içerdiği folatını kaybetmeye başlar. Paketlenmiş ıspanaklardaki folatın 4 ° C’de, 8 günlük depolamadan sonra sadece % 53’ü korunur. Ispanak 10 ° C’de saklanırsa folat konsantrasyonu altı gün içinde % 23’e düşer. Buharla haşlandığında ve hasattan hemen sonra dondurulduğunda ıspanak folat içeriğinin çoğunu korur. Sadece taze ve donmuş ıspanağın folat konsantrasyonu karşılaştırılırsa ıspanağın doğrudan bir çiftçiden temin edilmediği sürece donmuş ıspanağın daha iyi bir seçenek olduğu sonucuna varılır ancak, ıspanaktaki diğer besin maddeleri karşılaştırılırsa dondurulmuş ürün tercih etmenin en iyi yol olduğu kesin değildir. Mesela taze ıspanak 4 ° C sıcaklıkta bir hafta boyunca soğutulduğunda C vitamininin % 75’ini kaybeder ancak ıspanak haşlanıp dondurulduğunda C vitamini kaybı neredeyse eşit olacaktır. Dondurulmuş ıspanak 12 ay boyunca –20 ° C’de saklanırsa içerdiği C vitamininin sadece % 30’unu Sonuç Nedir?Araştırmalar dondurulmuş taze sebzeler ve meyveler arasında önemli beslenme farklılıkları olduğunu göstermektedir ancak taze bir sebze mi yoksa donmuş muadilini mi seçmek gerekiyor diye sorulursa sebzenin toplanmasından bu yana ne kadar süre geçtiği tahmin edilmeli, ayrıca sebzenin ya da seçilecek meyvenin hangi vitaminleri ve mineralleri içerdiği de düşünülmelidir. Örneğin C vitamini buzdolabında depolamaya devam edilirse şoklama ve dondurma işlemine duyarlı Müşerref Özdaş
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya genel olarak bütün sebzelerin bitkisel karbonhidrat kaynağı aynı zamanda da çok iyi lif kaynağı olduğunu belirtiyor. “Ben sebzeleri çoğu zaman süngere benzetirim, hani bir bilmece vardır ya, çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane, diye . İşte sebzelerde bu durum böyledir; yersiniz bir tane vücuda girer bin tane” diyerek sebzelerin mucizevi faydalarına dikkat karar verildiğinde ilk yapılacaklardan biri öğün dengesinde sebzelere daha ağırlık vermek olsun. Artık sofralardaki baskın olan unlu karbonhidratları pilav, makarna, börek, ekmek, patates… azaltalım, onların yerine sulu karbonhidratları yani sebzeleri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’dan sebze yemeklerinde dikkat edilecekler• Sebzeyi mevsiminde yiyeceksiniz. Genel olarak baktığımızda domates, yeşil biber, kırmızı salçalık biber, patlıcan, kabak, bamya, barbunya, yeşil fasulye, bezelye yaz sebzeleridir. Lahana, pazı, ıspanak, karalahana, brokoli, karnıbahar, pırasa kış sebzeleridir. Yazın bir çok kadın kilo kilo yaz sebzesi buzluğa stok eder. Oysa yazın yaz sebzesi kışın kış sebzesi yemek gerekir. Mutfaktaki ilk reformlardan biri bu olsun. Çünkü yaz ve kış sebzeleri de ayrı ayrı mevsimine göre bağışıklık sistemini canlı tutacak maddeler içeriyor. Konservelerden, salamuralardan, şoklamalardan vazgeçelim. Illa yapmak istiyorsanız az miktarda şoklama şeklinde buzluğa koyup onu da en geç üç ay içinde tüketin.• Sebzeleri et, kıyma, tavuk, yumurta veya peynirle zenginleştirmeye çalışın. Proteinle birleştiremediğinizde içine ya kurubaklagil fasulye, nohut mercimek ya da yoğurt koyun. Çünkü sebzelerin su oranı yüksek olduğundan tek başına sebze yemekleri yaparsanız daha çabuk sindirirsiniz ve daha çabuk acıkırsınız. Aynı zamanda bu şekildeki kombinasyonlar sebzenin besin değerini artırır ve sizi daha çok tok tutar.• Sebzeyi çok pişirip öldürmeyin. Çiğ kullanma şansı olan sebzeleri çiğ kullanın. Mesela ıspanak, pırasa gibi sebzeleri salatalara katmayı ihmal etmeyin.• Her öğünde sofrada birkaç çeşit sebze bulundurmaya gayret edin. Göz doygunluğu için salata, haşlanmış sebze ve zeytinyağlı sebze yemeğini bir arada bulundurabilirsiniz. Bunu et, yoğurt, su ve az ekmekle çeşitlendirerek sağlık için gerekli tüm besin guruplarını da vücuda almış olursunuz.• En iyi sebze pişirme yöntemi buharda haşlamadır. Bu şeklide vitamin ve minerallerini daha iyi korurlar. Suda haşlanan sebzelerin haşlama suyunu dökmeyin, çorbalarınızda kullanın.• Sebze yemeklerinize koyduğunuz yağa dikkat edin. 1 kilo sebzeye 2 yemek kaşığından fazla yağ koymayın, etli sebze yemeklerine ayrıca yağ eklememeye çalışın. Yapacağınız yemeğin klasik tarifinde kızartma olsa da siz yine de bu sebzelerin közlenerek ya da hafif haşlanıp yine aynı şekilde tariflerde kullanılabileceğini unutmayın.• Soğanı yağla kavurup sonra sebzeyi koyma alışkanlığınızdan vazgeçin. Hep tüm malzemeyi aynı anda koymaya çalışın, en sona, yemek piştikten sonra yağını ekleyin.• Tuzu da yemek piştikten sonra atarsanız tuzun içindeki iyodu da korumuş olursunuz. Çünkü iyot ısı ile bozulabilir. Tiroid hormonlarımız için iyot şart ve ülkemizdeki en büyük guatr nedeni iyotsuzluk.
- 1443 Güncelleme - 1443 Rusya'nın tarım ilacı olduğunu öne sürerek ihracatını durdurduğu sebzeler iç piyasada satılıyor. Tüketirken dikkat! Rusya, ilaç kalıntısı gerekçesiyle Türkiye'den sebze meyve alımını durdurunca domates fiyatları dibe vurdu. İhrac edilemeyen ürünler iç piyasa sürülüyor. Geçen hafta iç piyasada 80 kuruştan 45 kuruşa gerileyen domates, yasağın devreye girmesiyle Antalya Kumluca Hali'nde 15 kuruşa kadar geriledi. Bu arada Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, ilaç kalıntısıyla ilgili aldığı tedbirleri anlatmak üzere Rusya'dan yetkilileri Türkiye'ye davet etti. Ancak davet mektubuna henüz cevap alamadı. Ruslar’ın yemediği ürünü biz tükettiğimiz için bazı sebzelerde çok dikkatli olunmalı. İşte kimyasal atıklardan kurtulmanın pratik çözümleri.. Hangi ürünü nasıl tüketmeli? Domates -Domatesin kabuğunu soyup sirkeli suyla yıkamalı. Patates; Taze patates kazınarak soyulur ve kararmaması için sirkeli veya limonlu suya atılır. Eski patates ise kabukları ince soyulur. Pişeceği zaman doğranır. -Üzümü yıkamadan yememeli. Marul, Maydanoz, Tere Marul, maydanoz, tere gibi çiğ olarak yenecek sebzeler, yıkandıp temizlendikten sonra 5-10 dakika sirkeli suda bekletilir, sonra iyice yıkanır. Ispanak, Semizotu Kökleri bıçakla kesilir. Sararmış çürümüş yapraklar ayrılır. Kalan kısımlar suyun içinde dört beş defa yıkanıp doğranır. Lahana, Marul Yaprakları ayrılarak kıvrımlarında böcek olmamaısına dikkat edilmelidir, birkaç defa yıkanmalı. Pırasa Üstten bir kat yaprak çıkartılır, bol su ile yıkanır ondan sonra doğranır. Taze fasulye, Bakla Birkaç defa su ile yıkanır. İki uçlarından kesilip kenarlarındaki kılçıklar çıkarılır. Kart olanları ise ayıklanır, daha sonra doğranır. Kabak, Havuç, Yerelması Bu sebzelerin kabukları önce yıkanır, sonra kazınır. Bamya Bol suyla yıkanır. Baş kısımları yuvarlanarak külah gibi çıkartılur. Sirkeli yada limonlu suya atılır. Patlıcan Yıkandıktan sonra başı kesilip uzunlamasına alacalı soyulur. Tuzlu suya atılıp yarım saat kadar acısı çıkması için bırakılır. Çıkarınca bir daha yıkanır ve doğranır. Enginar Bol suyla yıkanır. Sapları üzerinde on santim bırakarak kesilir. Kabukları kökten başlayarak beş sıra kadar bütün çıkartılır, kalan sert kısınlar ayıklanır, ortasındaki tüylü kısım bir kaşıkla oyularak alınır. Tuzlu ve bol limonlu suya atılarak bekletilir. Kereviz Önce yıkanır. Sonra dış kısımları tamamen beyaz kalıncaya kadar soyularak temizlenir. İsteğe göre dörde yahut sekize bölünerek ortasındaki yumuşak kısım çıkartılır. Kararmasını önlemek için limon suyuna atılır.
sebzeler tahıllardan farklı olarak ne isteyen ürünlerdir